Dublin Core
Title
Eğitime Sanatın Katkıları ve Yansımaları
Abstract
Sanat, tabiat ve çevre karşısında insan duygu ve düşüncelerinin renk, çizgi, biçim, ses, söz ve ritm aracılığıyla şahsi bir biçimde yansıtılmasıdır. Sanat, duygu ve düşünce arasında iç içe geçmiş bir bağlantı olduğu gibi öğrenme ve gelişim sürecinin de etkin bir yardımcısıdır. Bilim ve sanatta amacın yaşama hizmet ve yeniyi keşif gibi önemli temellere dayandığı söylenebilir. Bilimle uğraşan, eğitim alan veya meslek sahibi olan herkesin aynı zamanda bir sanat dalıyla uğraşması kişinin aklen ve ruhen dengeli bir birey olmasına katkı sağlayacaktır. Bu ona bir rahatlık sağlamaktan öte ayrıca farklı kazanımları elde etmesine ve daha başarılı sonuçlara ulaşmasına vesile olacaktır. Her şeyde olduğu gibi sanat eğitiminde de denge önemlidir. İnsan; aklı ve duyguları ile öznelliği ve nesnelliği ile gerçekliği ve hayal dünyası ile bir bütündür. Sanat eğitiminde de bu bütünlüğün korunması ve geliştirilmesi gerekir. Bu sebeple sanat eğitimi diğer bilimsel disiplinlerle desteklenmeli, başka alanlardan beslenmelidir. Sanatçı bilime, siyasete, teknolojiye aşina olmalı ve işbirliği yapmalıdır. Bu sayede hayatla bütünleşen, onu kolaylaştıran sadeleştiren tasarımlar yapabilir. Çoğu kimse o yönleriyle tanımasa da tarihte meşhur bilim adamları bir yönden önemli sanat insanları olmuşlardır. İbni Sina ve Farabi onlardan birkaçıdır. Batıda Leonardo da Vinci ise temelde sanatçı kişiliği ile öne çıkmasına mukabil aynı zamanda bilim alanında önemli çalışmalarda bulunmuştur. Sanat eseri aynı zamanda belgesel bir kimlik taşır, üretildiği çağın hayat tarzını yansıtır, hatta yönlendirir ve sonraki dönemler için kalıcı bir belge olur. Sanatın estetik olmanın ötesinde eğitici bir misyonu vardır. Bir şehrin peyzajı, bir mimari yapının planlanması, bir mekânın dizaynı estetik birer tasarım olmakla birlikte o toplum içine doğan bireyi şekillendiren bir eğitim unsurudur. Estetik kaygılardan uzak mekanlarda ve yapılarda yaşayan toplumlarda kaos ve bunalımlar kaçınılmazdır. Kişiler farkında olmasa da toplumlar eğitim seviyelerinin gelişmesine göre eserler verirler ve bu eserler toplumun yaşantısını biçimlendirir, bu kaçınılmaz bir döngüdür. İki kanatlı, dolayısıyla dengeli bir eğitim için gereken en önemli unsur madde ve mananın dengesi iyi kurabilmektir. Aynı değişme ve süreklilik arasındaki denge gibi, aynı ruh ve beden arasındaki denge gibi. İnsanlar ve toplumlar sürekli değişse de, temelde var olan en önemli yapı taşları hep aynı kalır. Seven değişir sevgi değişmez, düşman değişir savaş değişmez, inanılan değişir inanç değişmez, eser değişir sanat değişmez. Bu olgular birbiriyle mutlak bir etkileşim içinde her toplumda vardır. Günümüz dünyasında mananın dengesinin madde lehine bozulması insanlık için olumsuz bir hayat tarzını da beraberinde getirmiştir. Hâlbuki insanın bedeni gibi ruhunun da üç boyutu vardır. İnsanı insan yapan bu boyutlar ilim, ahlak, estetiktir. Maddeye verilen önem ve mananın neredeyse tamamen unutulması ile bozulan dengede her biri vazgeçilemez olan bu üç temel unsur ile beslenemeyen insan ruhunu örselemekte, bunaltmakta ve yanlış mecralara yönelmektedir. Teknolojik gelişmelerin öne çıktığı günümüz dünyasında sanat da bilim de teknolojiye, daha doğrusu tüketime hizmet etmektedir. Çağımızın olumsuzluklarını aşmak, yarınlara daha umutla bakabilmek için bilim bir değer sistemiyle kuşatılmalı ve bir estetik kaygıyla bütünleşmelidir. Eğitimde bu üç unsurun dengesinin en mükemmel kurulması sonucu parlak başarıları getirecektir.
Keywords
Conference or Workshop Item
PeerReviewed
PeerReviewed
Date
2009-06
Extent
428